HTŞ, sivil katliamları 'yatırım kaybetmemek için' örtbas ediyor

img
HTŞ, sivil katliamları 'yatırım kaybetmemek için' örtbas ediyor YDH

''Gelişmeler, Süveyda’nın İsrail’in nüfuz alanına itilmesine ve burada Özerk Yönetim’in desteklenmesine neden olarak, güney Suriye’de siyasi ve askeri karmaşayı derinleştirdi. HTŞ'nin Süveyda ve kıyıdaki katliam dosyalarını hızlıca kapatma çabaları, Suriye pazarına gerçek yatırımların çekilmesi için ABD ve Avrupa’dan destek beklentisiyle ilişkilendiriliyor;''




YDH- El-Ahbar gazetesinden Suriye gözlemcisi Emir Ali, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin Süveyda'da kendi güçleri tarafından işlediği katliamları basit suçlar olarak nitelendirerek ciddiyetini azaltmaya çalıştığına dair şüphelerin arttığını bildirdiği yazısında, Süveyda ve kıyıdaki katliamlarla ilgili dosyaların geçiş yetkilileri tarafından hızlıca kapatılmaya çalışıldığına, bunun ABD ve Avrupa’dan yatırım ve destek beklentisiyle ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.

Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin, Temmuz ayında Süveyda’da bağlantılı grupların düzenlediği katliamlarla ilgili soruşturma ön bulgularını açıklaması ve “kıyı bölgesindeki ihlallerin failleri için kamuya açık davalar” başlatılacağını duyurması, sokakta karışık tepkilere yol açtı.

Bu adımlar, HTŞ'nin iktidarlarını pekiştirmek için yürüttüğü medya kampanyasının parçası olarak görülürken, katliamları faillerin sorumlu tutulduğu basit “suçlar” şeklinde tanımlamaları, önlemlerin ciddiyetine dair şüpheleri artırdı.

Süveyda katliamlarını soruşturmakla görevli komite başkanı Hatem el-Nasan, basın toplantısında, görev süresinin iki ay daha uzatılmasını talep ettiklerini belirtti.

Bu ihtiyaç, şu anda özerk yönetimin kontrolündeki birçok bölgeye erişimin engellenmesinden kaynaklanıyordu.

Komite, şimdiye kadar 800’den fazla tanıklık dinlediğini, soruşturmalar kapsamında sosyal medya görüntüleri ve kendi bulguları ışığında bazı ordu ve güvenlik mensuplarının ihlal nedeniyle tutuklanması için yasal talepte bulunduğunu açıkladı.

Ancak, yabancı grupların katliamlara karıştığını reddeden el-Nasan, “Bazı yabancı savaşçılar bireysel olarak Süveyda’ya katılmış olabilir ancak şehre herhangi organize yabancı savaşçı gücünün girişi olmadı” dedi.

El-Nasan’ın bu açıklamaları halk arasında karışık tepkiler yarattı. Bazıları, yetkililerin ve yabancı grupların savunulması olarak değerlendirdiği açıklamalara tepki gösterirken, bazı kesimler kıyı bölgesindeki katliamları soruşturan komitenin raporuyla paralel sonuçlara ulaştı.

Komitenin, birçok gerçeği göz ardı ederek olayları “bir darbe girişimi” olarak nitelemesi eleştirildi çünkü Birleşmiş Milletler Suriye Komisyonu, Ağustos ayında yayımladığı raporda kıyıdaki olayların “savaş suçu” teşkil edebileceğini belirtmişti.

Komiteye yöneltilen eleştirilerin temelinde, Süveyda’ya girmemesi ve katliamları gerçekleştirmekle suçlanan yetkililerin oluşturduğu bir yapı tarafından yönetilmesi nedeniyle raporun tarafsızlığı ve nesnelliğinin sorgulanması yer aldı.

Buna karşılık, BM komitesi Süveyda’yı üç kez ziyaret etti, pek çok toplantı yaptı ve belgelenmiş ağır sonuçlara yol açan katliamları araştırmayı sürdürüyor. Bu gelişmeler, Süveyda’nın İsrail’in nüfuz alanına itilmesine ve burada Özerk Yönetim’in desteklenmesine neden olarak, güney Suriye’de siyasi ve askeri karmaşayı derinleştirdi.

Bu süreçte, Ürdün Haber Ajansı Petra, geçici hükümete yakın medya kuruluşlarının “ABD, Ürdün ve Suriye arasında Süveyda krizini çözmek için üçlü girişim başlatıldığı ve Süveyda’dan bir heyetin Ürdün’e gittiği” yönündeki haberlerini yalanladı. Krallık, Güney Suriye’de istikrarı sağlama çabalarını sürdürmekle birlikte, henüz resmi bir görüşme tarihi belirlenmediğini bildirdi.

Süveyda’daki yerel Dürzi “Ulusal Muhafızlar” grupları ile geçiş yetkililerine bağlı bağlantılı güçler arasındaki çatışmalar, insansız hava araçlarına giderek daha fazla bağımlı hale gelerek bölgedeki kriz ve istikrarsızlığı derinleştiriyor.

Öte yandan, “Suriye Sahili ihlalleri”nden sorumlu kişilerin kamuoyuna açık yargılanacağı duyurusu, kıyıdaki katliamları inceleyen komisyona yönelik sert eleştirilerle karşılandı. Komite Başkanı Cuma el-Anzi, bu yargılamanın, özellikle yabancı savaşçıların dahil olduğu düşünüldüğünde, yetkililerin yönelimini belirlemede “dönüm noktası” olacağını vurguladı.

Kamuya açık yargılamanın devam etmesi, bu olayların arkasındaki tüm faktörler dikkate alındığında, iç çatışmaların artmasına zemin hazırlayabilir. Bu faktörler arasında, geçiş dönemi yetkililerinin Amerikan projesine müdahalesine duyulan öfke ve Savunma ile İçişleri Bakanlıkları çatısı altındaki askeri-güvenlik güçleri arasındaki güç paylaşımı bulunuyor.

Genel olarak, HTŞ yetkililerinin Süveyda ve kıyıdaki katliam dosyalarını hızlıca kapatma çabaları, Suriye pazarına gerçek yatırımların çekilmesi için ABD ve Avrupa’dan destek beklentisiyle ilişkilendiriliyor; zira bu yatırımlar yönetimlerinin meşruiyetini ve istikrarını güçlendirecek önemli bir araç olarak görülüyor.

Çeviri: YDH

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel