HTŞ, mezhepçi katliamları kışkırtıyor

img
HTŞ, mezhepçi katliamları kışkırtıyor YDH

Suriye'nin batı kırsalında son aylarda tırmanan mezhepsel şiddet olayları, Heyet Tahrir eş-Şam'ın merkezinde olduğu karmaşık güvenlik krizini bir kez daha gündeme taşıdı. Özellikle kıyı şeridinde mezhep temelli intikam saldırılarının kesintisiz sürmesi, “katliam döngüsüne” dönüşen bir istikrarsızlığı ortaya koyuyor.




YDH- Mart ayında yaşanan olayların ardından kurulan "Gerçekleri Araştırma Komitesi", 6 Haziran itibarıyla görev süresini tamamlasa da kamuoyuna sunulmuş elle tutulur herhangi bir sonuca ulaşamadı.

Olayları yakından izleyen Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bu süreçte en az 1.837 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Ancak yerel kaynaklar ve sosyal medya üzerinden derlenen bilgiler, ölü sayısının çok daha yüksek olabileceğine işaret ediyor.

Uluslararası aktörlerin, özellikle de 14 Mayıs'taki Riyad zirvesinin ardından, konuya yönelik etkili bir tutum geliştirmemesi ise dikkat çekiyor.

Diplomatik kaynaklara göre Batı, meseleye dair baskısını önemli ölçüde hafifletmiş durumda.

 

HTŞ üç isme ödül koydu

Gelişmelerin ardından HTŞ rejimi, olaylarda adı geçen ve “devlet otoritesine tehdit oluşturduğu” ileri sürülen üç isim için bilgi sağlayanlara yüksek miktarda ödül verileceğini açıkladı.

Güvenlik kaynaklarına göre, arananlar arasında Hatay doğumlu, “Ali Kayalı” ismiyle de bilinen Mihrac Ural; “Kaplan” lakaplı eski 25. Tümen komutanı Suheyl el-Hassan ve kendisini “Sahil Kalkanı Tugayı”nın lideri ilan eden Mikdad Fatiha bulunuyor.

HTŞ rejimi, bu üç ismin yerinin tespiti için “titiz bir operasyon yürütüldüğünü” ve “hiçbirinin sığınacak güvenli bir alan bulamayacağını” duyurdu. Ancak bu açıklama, güvenlik birimlerinin şüpheli yerleri hiçbir somut gerekçeye dayanmadan hedef alabileceği endişesini beraberinde getiriyor.

Aktivistler, sahte ihbarlar ya da tamamen keyfi müdahaleler yoluyla masum insanların da hedef olabileceği uyarısında bulunuyor.

 

HTŞ yüzeysel çözümlere sarılıyor

Uzmanlar ve bölgeyi izleyen gözlemciler, rejimin söz konusu adımlarını “semptomlara karşı verilen yüzeysel tepkiler” olarak değerlendiriyor.

Sahilde süregelen krizin yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda derin bir toplumsal kırılganlığa dayandığına dikkat çeken uzmanlara göre, yapısal reformlar ve barışçıl çözümler olmadan hiçbir isim ya da grup, krizin kökten çözümünü sağlamayacak.

Özellikle intikam döngüsünün giderek güç kazandığı bölgelerde, geçici çözümler ya da cezalandırma politikalarının şiddet döngüsünü daha da derinleştirme riski taşıdığı uyarısı yapılıyor.

 

ABD’de iptal edilen toplantının yankısı

HTŞ’nin mezhepçi katliamlarının uluslararası yansımalarından biri de 13 Mayıs’ta yaşandı.

ABD’de faaliyet gösteren Suriye Amerikan Konseyi, Washington’daki Amerikan Alevi Derneği tarafından düzenlenmesi planlanan bir toplantının iptal edilmesini sağladı.

Toplantının Kongre binasında yapılması planlanmıştı, ancak gelen tepkiler üzerine organizasyon yakındaki bir otele taşındı.

Aynı gün, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın Riyad’dan yaptığı “Suriye yaptırımlarını kaldırma” açıklaması, bu gelişmeyle bağlantılı olabileceği yönünde yorumlara neden oldu.