Calcalist tarafından hazırlanan bir rapor, birçok sektörde artan baskılarla birlikte İsrail ekonomisinin yakın vadeli görünümüne ilişkin kasvetli bir tablo çiziyor.
YDH- İsrail merkezli günlük iş dünyası magazini Calcalist'e göre, Uluslararası Para Fonu (IMF) İsrail için bütçe açığı tahminini revize ederek ülkenin 2024 yılını GSYH'nin %9'u gibi şaşırtıcı bir oranla tamamlayacağını ve Batı dünyasındaki en yüksek bütçe açığına ulaşacağını öngördü.
IMF'nin dün yayınlanan altı aylık mali raporunun istatistiksel ekinde ayrıntıları verilen bu güncelleme, İsrail'in borcunun önümüzdeki iki yıl içinde yaklaşık 155 milyar İsrail Şekeli artmasının beklendiğini gösteriyor.
2025 yılında açığın Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in tahminlerini 28 milyar İsrail Şekeli aşması bekleniyor.
Calcalist geçtiğimiz günlerde, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'den sermaye kaçışında %62'lik artışa dair bir rapor yayınladı.
Sermaye kaçışı, siyasi istikrarsızlık, sosyal huzursuzluk ya da jeopolitik gerilimler gibi çeşitli riskler nedeniyle finansal varlıkların bir ülkeden hızla çıkması anlamına geliyor.
İsrail'de artan jeopolitik riskler, iç anlaşmazlıklar ve finansal belirsizliğin bir araya gelmesi, yatırımcıların İsrail ekonomisine olan güvenlerini kaybetmelerine ve varlıklarını yurtdışına taşımalarına neden oldu.
Rapora göre sermaye çıkışındaki bu artış, Başbakan Benyamin Netanyahu, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir liderliğindeki aşırılık yanlısı hükümetin kurulmasının ardından yaşanan siyasi ve ekonomik belirsizliklerle daha da şiddetlendi.
İsrail Şekeli zayıfladı
Yeni hükümetin göreve gelmesinden bu yana para birimi yaklaşık %10 değer kaybetti ve piyasadaki istikrarsızlık nedeniyle önemli ölçüde dalgalandı.
Calcalist uzmanları ayrıca rejimin net finansal çıkışlarının 2023'ün ikinci çeyreğinde negatife döndüğünü, üçüncü çeyrekte ise daha önce kaydedilen 1,25 milyar dolarlık fazlaya kıyasla önemli bir değişim göstererek 21 milyar dolarlık net çıkış yaşandığını vurguluyor.
Yabancı yatırımlar azaldı
Raporda finansal kaçışın yanı sıra, doğrudan yabancı yatırımlardaki (DYY) düşüş ve savaşın başlangıcından bu yana dört katına çıkan kredi temerrüt takaslarındaki (CDS) keskin artış gibi diğer endişe verici eğilimler de özetleniyor.
İsrail ve ABD tahvilleri arasındaki faiz farkının açılması da yabancı yatırımcıların devlet tahvillerini elden çıkararak rejimin mali geleceğine olan inançlarını kaybetmeleri nedeniyle artan risklerin bir göstergesi olarak görülüyor.
Yerel yatırımların azalması ve uluslararası yatırımcıların giderek daha temkinli davranması nedeniyle İsrail bankaları ve teknoloji şirketleri özellikle etkileniyor.
Calcalist, artan ekonomik zorlukları ele almak için acil politika önlemleri alınması çağrısında bulunarak, yatırımcı güvenini yeniden tesis etmek için harekete geçilmemesi halinde İsrail'in muhtemelen bir mali krize yol açacak ciddi ekonomik sonuçlarla karşılaşabileceği uyarısında bulunuyor.
İsrail'in savaşı yoksulluğu gösteriyor
Ekonomist Jacques Bendelac geçtiğimiz ay Gazze'deki savaşın sürmesi halinde İsrail ekonomisinin potansiyel bir resesyonla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.
2023'ün dördüncü çeyreğinde GSYH'deki %21'lik keskin daralmanın ardından 2024'ün başlarında %14'lük bir toparlanmaya rağmen, 2024'ün ikinci çeyreğinde sadece %0,7'lik bir artışla büyüme önemli ölçüde yavaşladı.
Bendelac, uzayan savaşın, artan yaşam maliyetleri ve inşaat, turizm ve tarım gibi kilit sektörlerdeki önemli aksaklıklarla birleştiğinde ekonomik durgunluğu daha da kötüleştireceği konusunda uyarıda bulundu.
Ayrıca, birçok aile krizin ortasında borçlarını ve kredilerini geri ödemekte zorlanırken, özellikle yerleşimci topluluklar için artan yoksulluk risklerinin altını çizdi.
İnsani yardım kuruluşları şimdiden yardım talebinde bir artış olduğunu ve daha fazla bireyin gıda dağıtım hizmetlerine güvendiğini gördüler.
Bendelac, ekonomilerin genellikle bir savaştan sonra güçlü bir toparlanma yaşadığını, ancak bu çatışma ne kadar uzun sürerse toparlanmanın o kadar yavaş ve zor olacağını belirtti.